Başrollerinde Franka Potente, Herbert Knaup, Moritz Bleibtreu gibi kaliteli oyuncuların olduğu suç ve gerilim filminde işlenen konu kader konusuna bir kaç açıdan yaklaşmasıdır.

1. İnsan hayatları sürekli birbiriyle çarpışır, birbirinin içinden geçer ve birbirini etkiler. 
2. En ufak bir ayrıntı bile yaşam eğrimizde büyük bir sapma yaratabilir.
3. Karşılaştığımız bazı durumlarda yaptığımız seçimler hayatımızı yönlendirir.  

     Bir çeşit zaman yolculuğuyla başlanan filmde aynı sahneyi üç kez izlememizin sebebi bunlardır. Sepp Herberger'in “Maçın sonu maçın başlangıcıdır.” sözlerini filmdeki banka güvenlik görevlisinin kullanmasıda ilgi çekici sahnelerden biridir. Sözün açılımı maç 90 dakikadır ve maç sırasında her şey olabilir. Kesin olan tek şey topun oyunda olduğudur. Süre bitmedikçe maç bitmez…

     Film iç sahneden oluşuyor. İlk sahnesinde Manni'nin seçimlerinden dolayı Lola ölüyor. İkinci sahnede ise Lola'nın seçimleri yüzünden Manni ölüyor. Fakat üçüncü sahnede ise doğru seçimlerle hiç kimseye birşey olmuyor fakat babası ve arkadaşı Bay Meyer kaza geçiriyor. Sanırım zaten onlara da bir şey olmuyor...

Geri tuşuna basan bir film...

     “Koş Lola Koş” birbirinden farklı film formatlarını, kamera açılarını, kurgu efektlerini ve hatta aynı hikayenin üç farklı versiyonunu da içinde barındıran ender rastlanabilecek filmlerden biri. Film bizi sadece zamanla ne kadar kolay oynanabileceğini değil gerçek aşkın fedakarlığı üzerine de düşünmeye yönlendirir... 

     Ayrıca yönetmen Tom Tykwer için sadece dünya sinemasında bir tanınırlık sağlamasına değil, Lola’ya çok şey katarak hayat veren genç oyuncu Franka Potente’yle uzun süren bir ilişkiye girmesine de yol açan bir film olmuş “Koş Lola Koş”.   

     Tykwer’in sinopsisi üç sayfadan ibaretmiş ve ekibe gönderilen sinopsiste şuna benzer cümleler varmış: “Burada hikaye tekrar başlıyor”, “Burada tekrar bitiyor”. Dolayısıyla insanlar bu üç sayfayı okuduktan sonra genç yönetmene gidip bunun nasıl bir film olduğunu sormuşlar. Tykwer’in cevabı şöyle olmuş: “Bu geniş bir kitleye yönelik deneysel bir film”. Yine de bu pahalı bütçeyi bir şekilde karşılamayı başarmış Tykwer. Karşılığında ise film Amerikan sinemalarında bile gösterime çıkabilmiş. “Run Lola Run” adıyla ABD sinemalarında gösterime giren film, Wolfgang Petersen’in “Das Boot”unun (1981) 20 yıl önce kırdığı rekoru kırmış ve ABD’de en çok seyredilen Alman filmi olmuş. Lola ile gönüllerde taht kuran Franka Potente ise Alman ve Hollywood yapımı filmlerde oynamayı sürdürüyor…

Koş Lola Koş (Run Lola Run) filminde çalan müzik..