Tanrıyı anlattıklarında hangimiz sorgulamadık kuşkusuz (içinizde sorular çelişkiler var ve cevapsız sorular.
Tanrının Varlığı Ve kuşkusuz kudretti

Taşları biz yerine yerleştirelim

Tanrı’nın varlığına ilişkin üç farklı yaklaşımdan söz edilebilir:

  • Birincisi, Tanrı’nın varlığını kabul edip kanıtlamaya çalışır.
  • İkincisi, Tanrı’nın varlığını reddedip, bu iddialarını kanıtlamaya çalışır.
  • Üçüncüsü, Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunur.

a. Tanrının Varlığını Kabul Edenler

Tanrı’nın varlığını kabul eden görüşler üç grupta incelenebilir. Teizm, Deizm, Panteizm. Bunlar, Tanrı’nın özelliği ile ilgili görüşlerinde birbirlerinden ayrılırlar.

aa. Teizm

Tanrı’ya inanma anlamına gelir. Tanrı’ya inanmama anlamındaki ateizme karşıttır. Teizm, Tanrı’nın varlığını, O’nun evrenin yaratıcısı ve koruyucusu olduğunu kabul eder. Tanrı ezeli ve ebedidir. Evrende olup biten her şey onun iradesinin ürünüdür.

Teist düşünürler, Tanrı’nın varlığını akıl yoluyla temellendirmek için kanıtlar ileri sürmüşlerdir.

  • Ontolojik kanıt: Burada Tanrı’nın var oluşu, Tanrı tanımından çıkar. Buna göre Tanrı kendisinden daha mükemmeli düşünülemeyen en yetkin varlıktır. Yetkin bir varlık, var olmadığında yetkin olamaz. Dolayısıyla Tanrı vardır.
  • Kozmolojik kanıt: Hiç bir şey nedensiz olarak meydana gelmez. Var olan her şeye, mutlak olarak kendisinden önce gelen bir şey neden olmuştur. Bu neden sonuç zinciri sonsuza kadar gidemez; kendisi nedensel bir açıklama gerektirmeyen bir varlıkta sona erer. Böylece nedensel bağıntıdan, evrenin temelindeki ilk nedene ulaşırız. Bu ilk neden Tanrı’dır.
  • Düzen ve Amaç Kanıtı: Evrendeki her şeyde bir düzen görülmektedir. Hiç bir doğal nesne kendi kendisine düzen veremez. O halde evrene düzen veren, güç ve irade sahibi bir varlık olarak Tanrı’nın olması gerekmektedir. Gezegenlerin yörüngelerindeki hareketleri bir düzenin varlığına, bu da Tanrı’nın varlığına kanıt oluşturmaktadır.
ab. Deizm

Deist düşünürler Tanrı’nın varlığını kabul ederler. Ancak Tanrı’nın evrene aşkın olduğunu, yani bir kez planlayıp yarattıktan sonra evrene müdahale etmediğini savunurlar. Onlar, varlığı akılla bilinebilen bir Tanrı anlayışına sahiptirler.

ac. Panteizm

Tanrı ile evreni bir kılan, her şeyi Tanrı olarak gören felsefi öğretidir. Bu öğretiye göre, doğal düzen Tanrı’nın bir görünüşüdür. Tanrı’yı evrenin kendisi ve süreçleri olarak tanımlar. Tanrı, evrenin her tarafına yayılan bir varlıktır. Evren ve Tanrı bir ve aynıdır. Her şey Tanrı’dır ve Tanrı her şeydir. Tanrı ile eseri özdeştir. Evrendeki tüm varlıklar gibi insan da Tanrı’nın bir parçasıdır.

Başlıca temsilcisi Spinoza’dır.

b. Tanrı’nın Varlığını Reddedenler

Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm, kişilere de ateist denir. Ateizm, inançsızlığı ve tüm dinlere karşı olmayı ifade eder.

Ateizm, Tanrı’nın var olmadığını gösteren kanıtlar bulmaya çalışır.

  • Kötülük kanıtı: İçinde yaşadığımız dünya depremler, salgın hastalıklar, kuraklık gibi kötülüklerle dolu bir dünyadır. İnsanın bu kadar kötülüğün karşısında nasıl olup da mutlak iyi olarak belirtilen bir Tanrı’nın varlığına inanabileceği sorgulanır. Her şeye gücü yeten Tanrı bütün kötülüklerin ortaya çıkmasına engel olabilir. Mutlak ve her şeye gücü yeten bir Tanrı’nın var oluşuyla bu dünyadaki kötülüklerin bağdaştırılamayacağı varsayımından hareketle Tanrı’nın varlığı reddedilir.
  • Ahlaki Gerekçeler Kanıtı: Bu görüşteki düşünürler, ahlak söz konusu olduğunda, insanın Tanrı tarafından belirlenmiş bir özünün bulunmadığını, insanın özünü kendisinin belirlediğini savunmuşlardır. İnsan özgürlüğünün ancak Tanrı var olmadığı zaman söz konusu olabileceğini iddia etmişlerdir. Bu görüşü savunan filozoflar Sartre ve Nietzsche’dir.

c. Tanrı’nın Varlığının ya da Yokluğunun Bilinemeyeceğini Öne Sürenler

Tanrı’ya ilişkin bir bilgiye sahip olunamayacağını, Tanrı’nın var olduğunun ya da var olmadığının kanıtlanamayacağını ileri süren felsefi öğretiye agnostisizm(Bilinemezcilik) adı verilir. Agnostikler, Tanrı’nın var olduğunun ya da var olmadığının ilke olarak bilinemeyeceğini savunurlar. Onların ileri sürdükleri görüş, Tanrı’nın varlığı ya da yokluğu değil, bu konuda bizim bilgisizliğimizdir.

Sofistlerin göreli anlayışları Tanrı’yı da kapsamış, onlar Tanrı’nın varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğini ileri sürmüşlerdir. Sofist olan Protagoras, “Tanrı’larla ilgili olarak, Onların ne var olduklarını ne de var olmadıklarını bilebilirim; çünkü bu konuda bilgi için konunun karanlıklığı ve insan yaşamının kısalığı gibi bir çok engel vardır” demiştir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları



Disqus Yorumları