PKK Terör Örgütü Hakkında Bilgi
Kuruluş,çıkış kimler ve ne amaçla yapılanmışlardır.

Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe : Partiya Karkerên Kurdistanê ) Kürtçe kısaltması PKK adı ile daha çok biliniyor.Türkiye de Doğu ve Güney Doğu da yoğunlukla aktif görülmektedir. Irak'ın kuzeyinde Suriye'nin kuzey doğusun da İran'ın kuzey batısında devlet kurmayı hayal eden bu örgüt Türkiye sınırları içerisinde olan topraklara sahip olabilmek için; köyler , köy koruyucuları, askerler ,askeri birliklere karşı saldırılar yaparak sansasyonel eylemler yapıyorlar. Büyük yoğunlukla sivil topluma karşı yapılan eylemler yapan örgüttür.

1974 yılında abdullah öcalan tarafından kurulan örgüt Marksizm, Leninizm ve arkasından da Demokratik Konfederalizm üzerine kurulmuştur. 1990 yılından sonra PKK ideoljisine bürünerek bu güne kadar gelmiştir.

Abdullah Öcalan'ın örgütsel geçmişi 1974'de Marksist bir yapı olan Ankara Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği   (ADYÖD) ile başlamaktadır.Grup, bu dönemde büyük ölçüde öğrencilerden oluşmakta ve başında Abdullah Öcalan bulunmaktadır. Ankara'da kurulan organizasyon kısa bir süre içinde Güneydoğu Anadolu'ya taşınmış ve bölgedeki genç Kürtler arasında propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur.

27 Kasım 1978 tarihli kuruluş bildirgesine kadar olan dönem Apocular olarak adlandırılmaktadır. Apocular ismi özellikle  Dikmen toplantısından sonra yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Öcalan'ın politik fikirlerinin geliştiği ve ülke içinde 1970'lerin ortasına kadar gelişen yapılarla bağlantılarını kurmuş ve tanıtmıştır. Bu dönemin sonlarında fikirlerini harekete koymak için Güneydoğu Anadolu'da var olan feodal yapıda yer bulması ve bu yapıyı kendi amaçları için şekillendirmesi ve kendi amaçlarının da bölgenin yapısı altında şekillenmesi fikrini benimsediler. Apocuların çekirdek grubu 16 kişiden oluşmaktadır. Yıllar içinde bu on altı kişiden sadece Öcalan grupta kalmış, bazıları kendi kuruluşunda rol oynadıkları yapı tarafından öldürülmüştür.

Şehirler de Çatışmalar (1978 - 1980)

27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis mahallesinde yapılan bir toplantıyla (1. Kongre) "Kuruluş Bildirgesi"ni düzenler ve adını Kürdistan İşçi Partisi olarak değiştirir. PKK, bu bildirgeyle hareket alanını genişlettiğini de ilan eder ve yeni bir safha olan şehir eylemleri metotlarını uygulamaya başlar.Marksist, Leninist temelli ayrılıkçı bir organizasyon olması sebebiyle sağ organizasyonlarla da çatışmaya girmiştir. Bu dönemde Başkan olarak Abdullah Öcalan, Başkan yardımcısı olarak Cemil Bayık, Yürütme kurulu başkanı olarak Şahin Dönmez, Asker sorumlusu olarak Mehmet Karasungur, İstihbarat sorumlusu olarak Mazulum Doğan, Yürütme kurulu üyesi olarak Mehmet Hayri Durmuş, Yürütme kurulu üyesi olarak Öcalan'ın eşi olan Kesire Yıldırım yer aldı.

Kuruluş bildirgesiyle bölgede varlığını geliştirme ve sosyal yapıya bürünme devresine girmiştir. 43.000 olayın yaşandığı dönemde, PKK Şehir Çatışmaları döneminde aktif bir yapıdadır. 12 Eylül 1980 büyük oranda şehir çatışmaları dönemini sona erdirse de organizasyonun eylem kabiliyetini ortadan kaldırmamıştır.

PKK'nın çatışmaları sadece karşıt görüşlerin çatışması olmakla kalmayıp 30 Temmuz 1979'da Tak Cuma önderliğindeki grup tarafından Urfa Milletvekili Mehmet Celal Budak'a düzenlenen suikastla PKK'yı devletle işbirliği içinde olmakla ve Kürtleri sömürmekle suçladığı aşiretlere de yönlendirmiştir.

1980 darbesi öncesi diğer komünist ve Marksizm, Leninizm  gruplar gibi yapılanmış ve propagandasını silahlı eylemlerle duyurmuştur. 12 Eylül Darbesi ülke içinde yaşamın sekteye vurulmasını amaçlayan faaliyetlere karşı bu faaliyetleri yürüten bireylerin etkisiz kılınması amacı ile yürütülmüştür. Öcalan, ülkeyi terk etmiş ama onunla ülke dışına çıkmayan PKK militanları darbe grubunca yakalanıp hapsedilmişlerdir. Bu grup daha sonra cezaevi direniş hareketinin çekirdeğini oluşturacaktır.

1980-1984 Dönemi

1979'da Öcalan'ın Suriye'ye geçmesinde; Devrimci Gençlik'in temellerini attığı eğitim kamplarının kurulması ve12 Eylül Darbesi'nin ülke içindeki eylem alanını kapatması etken olmuştur. Türkiye'deki askeri yönetim, sosyalist ve komünist organizasyonların, Öcalan'ın Lübnan çağrısına cevap vermesine sebep olmuştur. 1982-84 yılları Öcalan'ın organizasyonun yeniden şekillendirmesine yardımcı olmuştur.

Abdullah Öcalan darbe döneminde Suriye'nin gözetiminde  Beka Vadisi'ne yerleşmiş ve buradan organizasyonun yeniden yapılandırılmasını planlamıştır. Bu dönemin Abdullah Öcalan için çok önemli olduğunu daha sonra kendi yazdığı anılarında açıklanmıştır

1984-1993

1984 senesiyle PKK yeni bir yapıya bürünmüştür. Kendisine Mao Zedong'nun "halk devrimi" yöntemini seçmiş ve Suriye'nin desteklemesiyle Güneydoğu Anadolu'da gerilla savaşı yöntemlerini uygulamaya başlamıştır.

Bununla birlikte Öcalan 'Uzun süreli halk savaşı' ilan etti. 'Uzun süreli halk savaşı' 1.'stratejik savunma', 2:'stratejik dengeleme' ve 3:'stratejik saldırı' başta olmak üzere üç aşamadan ibaretti. Bunun ilk aşamasının yöntemini 'Silahlı Propaganda' olarak nitelendirerek Kürdistan Kurtuluş Güçleri (Kürtçe Hêzên Rizgarîya Kurdistanê, HRK) kuruldu ve üç birlik oluşturdu: 'Agit' kod adılı Mahsun Korkmaz komutasındaki '14 Temmuz Silahlı Propaganda Birliği' Eruh- Şırnak-Pervari bölgesine, Abdullah Ekinci komutasındaki '21 Mart Silahlı Propaganda Birliği' Hakkari-Çukurca-Şemdilli ve Ali Ömürcan komutasındaki '18 Mayıs Silahlı Propaganda Birliği' ise Van- Çatak bölgelerine saldıracaktı. Ancak Ali Ömürcan'ın birliği hücuma geçemedi. 15 Ağustos 1984 akşam 21:30'daEruh ve Şemdilli'de PKK ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirdi.

25 Ekim 1986'de Lübnan'da yapılan 3.kongresinde HRK lağvedilerek yerine Kürdistan Halk Kuruluş Ordusu (Kürtçe: Artêşa Rizgarîya Gelê Kurdistanê, ARGK) kuruldu. 1991-1992 yılında örgütün artan eylemleri 1993'te doruk noktasına ulaştı. 24 Mayıs 1993 'te Bingöl- Elazığ kara yolunu kesen PKK militanları, eğitimlerini tamamlayarak görev yerlerine sevk edilen silahsız 33 eri otobüslerden indirerek kurşuna dizdi. PKK'lılar, 13 er, bir polis ve 8 vatandaşı da kaçırdılar. Olayın ardından düzenlenen operasyonda, 10 PKK'lı öldürüldü ve kaçırılanlar kurtarıldı.

İlk kadın canlı bomba ve akebinde onu takip eden canlı bombalar;

  • Zeynep Kınacı Haziran 1996
  • Leyla Kaplan Ekim 1996
  • Güler Otaş Ekim 1996
  • Fatma Özen Kasım 1998
  • Hüsniye Oruç Aralık 1998
  • Hamdiye Kapan Aralık 1998
  • Meral Maymak Mart 1999
  • Canan Akgün Nisan 1999


Öcalan'ın Suriye'den çıkışı

29 Ağustos 1998'de Abdullah Öcalan MED TV'de yayınlanan basın toplantısına telefon bağlantısıyla katılarak tek taraflı ateşkes ilan etmiştir.Buna Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı Mesut Yılmaz şöyle yanıtlamıştır:

"Eğer Türk devleti ile savaşmakta çaresizliğini anlayıp da teslim olmak için bir adım atıyorsa, ben bunu olumlu görürüm. Devamının gelmesini bekleriz. Ama eğer kendine Avrupa'da siyasi platformda yer kazanmak için bir oyun peşindeyse boşunadır. Hiçbir zaman muhatap alamayız."

16 Eylül'de Türk Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriye'ye hitaben şöyle konuşmuştur:

"Bazı komşularımız bizim iyi niyetimizi, gösterdiğimiz yakınlığı yanlış değerlendirmişlerdir. Uzun zamandan beri Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp, onu destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Şunu açıkça söylemek istiyorum: Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir. Sabrımız tükenmek üzeredir. Sabrımızı taşırmasınlar."

1 Ekim'de TBMM 'nin açış konuşmasında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel;

"Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumdan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha tüm dünyaya ilan ediyorum."

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları



Disqus Yorumları