Fal taşlarını elinde çalkalayan ve atan sandalcı, “Efendi, sorunuzu sorun bakalım.” dedi. 4. Murat ise şöyle dedi, “Hünkar şu anda nerededir?”  Sandalcı çalkalayıp attığı taşlara bakarak  “Hünkarımız şu an denizdedir.” diye cevap verdi.Bu cevabın üzerine 4. Murat endişelenmiş havalarına girip, “Sakın yakınımızda bi' yerde olmasın? Buralar da olmasın?” diye sordu sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını istedi. Sandalcı taşlara tekrar baktı ve aniden telaşla, 4. Murat’ın ayaklarına kapanıp, “Affedin beni hünkarım!” diye yalvarmaya başladı ve kıyaya dönene kadar yalvardı.

Padişah bunun üzerine daha fazla duramayıp , “Sana bi' sorum olacak. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracağım ve burada hatanın cezasını keseceğim” dedi. 4. Murat, sandalcıya dönüp, “Dönüşte İstanbul’a hangi kapıdan gireceğim?” diye sordu. Sandalcı endişeli bir şekilde düşüncesini dile getirdi, “Hünkarım, ben şimdi size hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınıyorum ve şöyle bir önerim olacak, ben bir kağıda yazsam hangi kapıdan gireceğinizi ve size kağıdı versem; sizde dönüşte İstanbul'da  kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?” dedi. Hünkar başını “olur” anlamında salladı, bunun üzerine sandalcı tahminini yazıp kağıdı verdi.

4. Murat kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine, “Hemen boynunu vur şu kafirin!” diye emrini verdi. Sonra da, “Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul’a oradan gireceğim” dedi.

Kapı Padişah'ın emri üzerine hemen yeni bir kapı açılıp, padişah ve erkanı bu yeni kapıdan şehre girdi. 4. Murat'ın aklına sandalcının yazdığı kağıt geldi , acaba sandalcı kağıda hangi kapıyı yazmıştı ve ona bakmaya karar verdi Kendinden emin bir şekilde padişah, öylesine cebindeki kağıdı çıkardı ve baktı. Okuyunca hayretler içinde kalan Padişah şaşkınlığını gizleyemedi. Çünkü sandalcı kağıda şunları yazdı: “Hünkarım, yeni kapınız vatana millete hayırlı uğurlu olsun.”