Mutlu bir evliliği sürdürme yolunda cinsel yaşamın ne kadar da önemli olduğunu göz önünde bulunduracak olursak, doğum sonrası cinsel isteksizlik duyan kadınların da terapiye başvurmaları gerektiğini söyleyebiliriz.

Doğum sonrası cinsel isteksizlikleri ise şu şekilde kategorize edebiliriz;

1) Emzirmeye bağlı olarak görülen cinsel isteksizlik

Emziren kadınlarda yüksek seviyede prolaktin isimli süt hormonlarının salgılanması, cinsel isteksizliğe neden oluyor. Yani bu süreçte cinsel isteksizliğin doğal olduğunu söyleyebiliriz. Bu sürede anne, ilk önceliğini bebeğe yönlendirerek, kendine dair tüm ihtiyaçlarından vazgeçtiği gibi cinsel isteklerinden de vazgeçebilir. Ancak bu sürecin geçici olduğunu da unutmamak gerekiyor. 

2) Emziremeyen annelerde cinsel isteksizlik

Emzirme döneminde süt hormonu az salgılanan anneler, kendilerini yetersiz hissettiği için cinsel isteksizlik doğabilir. Böyle durumlarda depresif bir tutum takınan bayanlar, eşlerine de bunu ister istemez yansıtabilir. Eşlerin bu süreçte de sabırlı olmaları, çocuklarının annesinin gayet de annelikte başarılı olduğuna dair eşlerine telkinde bulunmaları gerekebilir.

3) Doğum sonrası gözlemlenen cinsel isteksizlik

Doğum sonrası belirli bir süre içerisinde cinsel isteksizliğin görülmesi normal kabul edilse de bu sürenin uzaması, cinsel isteksizliğin kalıcı olmasına neden olabilir.

Cinsellik için en uygun dönemin doğumdan sonraki 6. hafta olduğunu söyleyebiliriz. 

Doğum sonrası eşlerin cinsel isteğinin daha yoğun olmasına rağmen cinsel isteksizlik yaşayan bayanlara karşı da eşlerinin kesinlikle anlayışlı ve nazik bir şekilde davranması gerekir.

Hamilelik sırasında alınan fazla kiloları ile mutlu olmayan bayanlar da özgüvensizlik belirtileri ortaya çıkabilir ve bu durum bayanların kendilerini huzursuz hissetmesine ve cinsel istek duymamasına neden olabilir.

Doğum sonrası tüm ilgisini bebeğine yönlendiren annelerin de cinselliğe adapte olmada sorunlarla karşılaştığını söyleyebiliriz.

4) Lohusalık döneminde cinsel isteksizlik

Lohusalık dönemi, doğumdan sonraki 40 günü içeren süreyi ifade eder. 

Bu süre içerisinde cinsellik anneye fiziksel acı verebileceği gibi annenin anneliğe alışma aşamasında zorluklar yaşamasına da neden olabilir. Bu yüzden bu süreçte eşlerin daha anlayışlı bir tutum sergilemeleri şarttır.

Bu sürede anne ile bebeği arasındaki ilişkiye önem vermek, anneyi olumsuz açıdan eleştirmemek gerekebilir. Erkeklerin lohusalık dönemi hormonal süreçleri hakkında bilgi edinmeleri, eşlerine daha anlayışlı davranmalarına yardımcı olabilir.

Bebeğine karşı pozitif davranan beylerin, eşlerini daha kısa süre içerisinde geri kazanabileceklerini söyleyebiliriz. Bu süreçte erkeğin bebeğin bakımı ile ilgilenmesi, anneye her konuda yardım etmesi, bayanın eşi ile arasındaki ilişkinin uyumlu ve aktif olması açısından oldukça önemlidir.

Doğum yapan kadınların neredeyse %90’ında cinsel isteksizlik yaşandığını göz önünde bulundurmalı ve bu süre zarfının en güzel şekilde geçirilmesi için eşinize destek vermelisiniz. Aksi halde eşinizin depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara sürüklenmesine istemeden de olsa neden olabilirsiniz.